Mart 31, 2010

Senin için...

Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.

Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken.
Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben;
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.

Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hıraman görsem.
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem
Toplanır leblerime, bir gece dalgın dursan.

Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
Genç eder ufkumu hülyalarımın genç kokusu;
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerde?

Cebhemi varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam,
Gençliğin böyle benimken kocaman, hiç kocamam .. .
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun
(C_Ş)

Can Eriği

Bir kelime buldum çın çın öter;
Adı candır.
Bir erik kopardım can dalından;
İçi can dolu,
Adı can, yaprağı can, lezzeti candır.
Bir gölge düştü önüme dedi ki:
Bir yüküm var benden ağır
Bir yüküm var beni taşır
Adı candır.

Toprak dedi ki:
Can Allahın yongasıdır
Fakat ben bir deri bir kemik
kaldım.
Bir de misafirim var adı candır.

Işık dedi ki:
Renklerden, kokulardan,
Seslerden önce koşup geldim
İnsanoğluna nur topu gibi
Bir müjde getirdim,
Adı candır.
(B.R.E)

Tanrı Hezeyanları

Tanrı bir sığınma ihtiyacıdır; senden büyük senden güçlü birşeye atıp topu, hayatı anlamlandırmakta kolaya kaçmaktır. Bir sınava tabii tutulduğunu düşündüğün için 'insan' olmaya çalışmaktır. Sağlığın için, 'insan' olabilmen için, hayatı yaşayabilmen için gerekenleri 'cennet'e girebilmek için yapmaktır. (Tanrı cenneti bize vaad etmemiş olsaydı ona etmezlerdi secde. -Dante) Tanrı gibi mükemmel bir şeyin böyle bir dünya yarattığına inanmak mümkün mü? Schopenhauer'ın dediği gibi 'Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?' Kim ne derse desin Tanrı; doğanın kendisi, insanın beynidir. Kader insanın hayalleri, dua insanın dilekleri, inanç insanın özgüvenidir. Hegel'e kulak verirsek; Tanrı, insan ve madde diye ayırım yapmak anlamsızdır. Evrensel cevher, saf bilinç olan ruhtur. Düşünce basamaklarını kateden insan sonunda kendisine döner. Gerçek ruhun kendisi olduğunu keşfeder. Aslında insan tanrı; tanrı da insandır.

Uçurtma Bayramları

Bir rüya bir ümide yaslanıp yaralandık
Tutunduk sevgilere düşe kalka
Hep yol aldık
Yenilme gel yenilme
Belki de aldatıldık
Belki dünya hiç dönmüyor
İmkansız yanıldılar
Ölüm yok ölünmüyor
İmkansız ah imkansız
Gel uçurtma bayramları var
Haydi sevin de gel
Ölümsüz özgür çocukluğuna
Yeniden yol ver
Haydi koş haydi gel
Bir avuç sevinç al annnenden
Bana da biraz ver
Öylesine öylesine yalnızız ki
Şu koskocaman şehir ve biz bak ne olur
Bari sen gel
(S.A)

Yalnız

Yalnızlığın kadarsın
Yalnızlığın mis kokmalı
Yalnızlık dediğin büyük bir zindan
Dünyanın en kalabalık zindanı
Dinden imandar çıkarır
Ama öyle bir adam ederki insanı
(B.R.E)

Çakıl

Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar

Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa dolanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım

Seni düşünürken
Bir çakıltaşı ısınır içimde.
(B.R.E)

Bir Garip Merak..

Hayatımın neresindeyim acaba? Başlangıcı, ortası, yaşamam gerekenlerin ne kadarı yaşanmış, ne kadarı bekliyor beni? Bugüne kadar yaşanan olumsuzluklar tüm hayatımın ne kadarını oluşturuyor, peki ya güzellikler, onların artma şansı ne? Bugünlerde şansımın döndüğüne inanmaya başlıyorum, tıpkı eskiden olduğu gibi şanslı olabileceğime inanıyorum. Neler yaşanacak bundan sonra?

Bir Aşk Masalı

Hadi bir masal uyduralım
İçinde mutlu doygun telaşsız durduğumuz
Bitirelim dokunuşlarla yaralara sorulara yer olmasın

Bir adada olalım mesela akşamüstü olsun zaman
Durmuş olsun aşkımıza takılmış asık yüzlü yelkovan
Sen bakiyor ol gözlerimin mutlu mahçup yüzüme

Öyle çok sev ki ellerin oyunum
Mutlu son olsun ilk kez aşkta
Bitmesin yolum

El sallayalım gerçeklere terk etsinler
Bıktırıp gitsinler artık bizi
O an bitecek gibi gelsin kalmasın dahası
Yarına kalmasın ötesi

Bir film seyredelim mesela sanki kahramanları biz
Sanki aşk bizim içinmiş hatta aşk bizmişiz
Öyle sıcak sarıl yarına kalmasın
(F.D)

Fotoğraf

Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk

Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş

Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel

Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel
(C_S)

Uçurtmalar

en sevdiği renk mor olan kadın
en sevdiği kelime “asi”
en sevdiği oyun incitmek beni
hıncı çocukluktan kalma yara izi
zamanı yaralarla ölçen kadın
geçmişiyle kavgalı
tanrıya sığınan kız çocuğu geceleri
isyankar gündüzleri
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
ne beraber uçabildik, boşverip şu dünyayı
ne gidebildik kendi yolumuza
rüzgarda savruk, başına buyruk
senle ben
kırdığı kalpleri dizmiş ipe
gene de en büyük zararı kendine
ayak izlerini kuşlar yesin diye
ekmek kırıntıları bırakıp geride
en sevdiği ses çocuk sesi
oysa anne olmayı istememiş
yıllar var ki kendi
hiç bir zaman kök salmamış ki
sırf bir gün çekip gidebilmek için
gene de bulup birbirimizi
aldatma pahasına sevdiklerimizi
ağlayarak seviştiğim kadın
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali

ipleri dolaşmış uçurtmalar misali
ne beraber uçabildik, boşverip şu dünyayı
ne gidebildik kendi yolumuza
rüzgarda savruk, başına buyruk
senle ben

kaç gece göğsünde uyuduğum kadın
hep tek başıma uyandığım…

Selamlaşmalar

İyisiyle kötüsüyle yaşananları paylaşacağım bloğum, hep güzel şeylere tanık olabilmen dileğiyle..