Kasım 28, 2010

dengeler değişince..

Yıllar yıllar önce, mini miniş bir kelebek vardı içimde.. işte o yok bugün, yorgunum dinlenesim var. esasen çok yorgunum! bu yorgunlugum ne zaman geçer, karamsar değilse de durgun bir yorgunluk var üzerimde. evet sibelium çarpıyor ama daha ziyade, yeniliklere adaptasyon süreci çarptı beni. uzun zamandan sonra hayatımdaki dengeler daha önce istediğim yönde değişti. ailemle aram düzeldi ve gerçekten bireysel olarak herkesin kendi halinde mutlu olduğu bir hale bürünmeyi başardık, en azından şimdilik! bu benim hayatımda bir ilk, evet ilk defa hayatımın aile bölümü yolunda gidiyor. şaşkınım, mutluyum sürmesini diliyorum.
şunu farkettim ki herkes dengiyle mutlu oluyor ve bizimkilerin sorunu denk olmamaları... ne annem yıllar önceki annem gibi davranıyor ne de babam; ama bir o kadar da aynı davranıyorlar. insan ne kadar çok değişiyor karşısındakine göre.. neyse herkes kendi halinde mutlu ya..
ama dedim ya şaşkınım, aile iyi gidiyor, dersler vize sonuçları açıklanınca belli olacak, arkadaşlarımdan kimseyle henüz görüşemedim okulda rastlamak dışında, evimle ilgili önceden alınanlar takıldı ama bici bici yerleştircek keyfim yok, genel olarak ne yaptığım hakkında da fikrim yok. seyirci koltuğunda oturuyorum, sahnede değilim ve çıkmak da istemiyorum.
ruhum çok yorgun, kapadı kendini istesem de hayat sahnesine çıkamıyorum; ya migrenim tutuyor ya uyku basıyor. ruhum sadece sessizlik ve huzur istiyor ha bi de uyku...
bu halim ne zaman geçecek bilmiyorum ama ihtiyacım olan bu sakinlikten sıkılıyorum. aksiyon filminin ortasında manzara resmi fonuyla klasik müzik dinletisine mağruz kalmış gibiyim, şaşkınım!
Öğrendiğim ve unutmamayı başarmayı umduğum ilke; herşey olacağına varır, hayırlısı olsun, akışına bırak!

Kasım 20, 2010

Yoruyor

Millet memleketine dinlenmek için gidiyor; ben bilakis yoruluyorum. Enerjim tazelenmek yerine düşüyor. Destek olmaya, paylaşmaya çalışıyorum; bir süre sonra kendi enerjim bitiyor. Bencil olmayı öğrenebilsem hiç sıkıntım kalmayacak oysa..
Her Hatay ziyaretinde olduğu gibi, uzunca bir süre buralara gelmeme kararı aldım. Zira üzülüyorum durumlara. Sinirlenmiyorum artık sadece üzülüyorum, kendi adıma bile değil üstelik.
Ah bea blogum, yazın staj işi olsa da buralardan kaçsam azcık.. Ecnebilerle farklı kültür yaşasam, belki kafam dağılır..
Migren sonrası yeniden doğmuş gibi olmam lazım ama ben de ölmeme 2 dk varmış hissiyatı hakim..
Herşeyin hayırlısını herkes için diliyorum, kendim içinse bencil olabilmeyi öğrenmeyi diliyorum.

Kasım 11, 2010

home home sweet home

Evim bana o denli bir huzur veriyor ki, hayatımın hiçbir dönemi bunca huzurlu olmadım. Kapımı kapattığım anda tüm dünya dışarda kalıyor. Beşiktaştaki evim gibi, kafamda bir üdnya şey yok; evet o evi de seviyordum ama kafamda onlarca sorun olurdu. Şimdi kapıdan girdiğim anda tekil bir dünya karşılıyor beni, kimseye yer yok burda, o kadarki kafamdaki sıkıntıların hepsi de kapının dışında kalıyor. Evim seni çok seviyorum...