Ağustos 30, 2011

Söz uçar yazı kalır

Hepimizin temelinde ayna prensibi ve öyküler var. 3 farklı karakterimiz var; gerçek karakterimiz, yansıttığımız ve olduğumuzu sandığımız. Ayna prensibi; karşımızdaki insanın bizi algıladığı karakterin bizim olmak istediğimiz karakterle uyuşması halinde, o kişi ile daha sıkı fıkı tabir edilebilecek ilişkiler kurduğumuz; bir şekilde kimyamızın uyuşmadığı insanların ise aynada bizi olmak istemediğimiz şekilde yansıttığı...
Öykü ise, karşımızdaki insanlarla kendimizi nasıl bir öyküde hayal ettiğimiz... Kişiyi sevmesek bile, bir şekilde 'öyküsü' aslında bizim onun için yazdığımız öykü bize çekici geliyorsa; karşı cinsse aşık oluyoruz, hemcinsse başarılı arkadaşlıklar kuruyoruz. Mantık olarak uyuşmasak bile...

Ağustos 12, 2011

öğrenilmişlikler...

1. Mutluluğun için senden
başka sorumlu yoktur! .

2. Her yaşadığın felaketin
ardından kendine şu soruyu sor: "Beş yıl sonra
bunun benim için ne önemi olacak??"

3. Daima yaşamı seç.

4. Herkesi, herşeyi affet.

5. Başkalarının senin hakkında
ne düşündüğü seni ilgilendirmez! .

6. Zaman her imkana sahip..
Zaman tanı!

7. Durum ne kadar iyi veya kötü
olursa olsun, değişecektir..

8. Kendini fazla ciddiye alma,
kimse almıyor ki zaten!.

9. Mucizelere inan!!.

10. Allah, Yaradan olduğu için
seni seviyor. Yoksa yaptıkların ya da yapmadıkların
için değil!!

11. Hayatı denetlemeyi bırak!.
Öne çık, kendi hayatını kendin yarat.

12. İki seçeneğin var
"Erken ölmek" ya da "yaşlanmak"..

13. Çocuklarınızın, yaşayacak
başka çocukluk dönemi yok!.

14. Sonuçta gerçekten önemli olan sevmiş olmandır!!.

15. Her gün dışarı çık..
Mucizeler her yerde seni bekler!.

16. Dertlerimizi bir torbaya
doldurup, milletinkilerle bir arada görsek, bizimkileri geri
toplardık..

17. Kıskançlık zaman kaybıdır.
Zaten ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz!!

18. Her şeyin en iyisini daha
yaşamadın!!.

19. Kendini nasıl hissedersen et,
kalk, giyin ve dışarı çık!

20. Yol ver!

21. Hediye paketinde olmasa bile,
hayat yine de bir hediyedir!!. "


-Plain Dealer, Cleveland, Ohio'lu 90 yaşındaki
Regina Brett'in kaleminden-

Ağustos 06, 2011

Bugünden yarına bu yazı kalsın istedim

Bir laf var ya hani, birşey olmuyorsa senin için olmaması iyi olduğu için olmuyordur diye. Şu hayatta ne kadar çok deneyimledim bu lafı...
Hep kaybettim sandığım şeyler sayesinde, büyük kazançlarımı elde ettim. Kazançlarımın yanında kayıplarımın önemli olmadığını, en kötü ihtimalle telafi edilebilir olduğunu fark ettim.
Bugünlerde rönesansımı yaşıyorum, karanlık çağımı bitiriyorum. Aslında benden kaynaklanmıyor, hayat sunuyor bunu bana... Bizimkilerin Ankara'ya dönüşü, beni içine düş(ürül)tüğüm kaybeden psikolojisinden çıkardı. Kendimi tazelenmiş ve eski günlerime dönmüş hissetmemle birlikte zaten karanlık çağın sebebi benim için tamamen ortadan kalktı. Şunu çok net görüyorum ki; psikolojik oyunlar insanların yıllarına mal olabiliyor. Ucuz atlattık demeli, önüme bakmaya devam etmeliyim...

Kendime not: özdeşliklere girmek sakat!

Devinim

Ne kadar geçmişte ve geçmişle yaşayan biriymişim; yeni fark ediyorum.Değişimi seven biri olarak bunu neden yapıyor(um)muşum ki?!
Oysa; herbirimiz bir an için bu karakter, bu hissiyat ve görünümdeyiz. Biz fark etmesek de, tüm bunlar saniye saniye değişiyor. Fotoğraf karesi gibi dondurup sakladığımız dünyalarda yaşanmıyor, hayat sürekli devinim halinde...
Bu devinimin farkındalığında güzel günler dilerim kendime, esen kalalım ((:

we die everyday and we born next day...past is past,tomorrow can come,but today is gift.I like my personality and my life just now,I don't care fucking past and unknown future!